Depresyonla Başa Çıkma

Depresyonla Başa Çıkma

PSIKOLOJI

Depresyonla Başa Çıkma

Depresyon; bireyin nasıl hissettiğini, olay ve durumlara nasıl anlamlar yüklediğini ve nasıl davrandığını olumsuz bir şekilde etkileyen yaygın bir hastalıktır. Literatürde majör depresyon ve klinik depresyon olarak da adlandırılır. 

Depresyon, genellikle sürekli bir üzüntü hali ve eskiden zevk veren şeylere karşı ilgi kaybı olarak karakterize edilir. Ciddi ve yaygın olmasına rağmen tedavi edilebilen bir tıbbi durumdur. Depresyon tanısı almış kişilerde çeşitli psikolojik ve fiziksel semptomlar ortaya çıktığı için günlük yaşamın işlevsel bir şekilde devam ettirilmesi mümkün olmayabilir. Depresyon genellikle 20'li ve 30'lu yaşlarda ortaya çıkmakla beraber her yaştan birey depresyon tanısı alabilir. Kadınlarda depresyon teşhisi erkeklere oranla daha fazladır. Bunun sebebi olarak kadınların tıbbi yardım istemeye daha açık olduğu düşünülmektedir. Yapılan araştırmalar, toplum içinde depresyon görülme sıklığının %8-10 olduğunu göstermektedir. Ayrıca tedavi edilmediği takdirde depresyon kaynıklı ölüm oranının %15 olduğu bilinmektedir. Bu diğer tıbbi hastalıklar kayanaklı ölüm oranları kadar ciddi bir durumdur.

Depresyon Nedenleri

Diğer psikolojik rahatsızlıklar gibi depresyon söz konusu olduğunda da çeşitli faktörlerden bahsedilebilir. Depresyon oluşumunda biyolojik, psikolojik ve sosyolojik etkenler birlikte yer almaktadır. 

  • Depresyon tanısı almış kişilerin beyin yapılarında gerçekleşen birtakım kimyasal değişimlerin hastalığın oluşumunda ve seyrinde önemli rol aldığı henüz netleşmese de düşünülmektedir.
  • Depresyon kalıtsal yönü de olan bir durumdur. Birinci derece yakınlarında depresyon geçmişi olan bireylerde hastalığın görülme oranı daha yüksektir.
  • Menopoz, andropoz ve hamilelik dönemlerindeki hormon değişimleri ile tiroid problemleri de depresyon oluşumunda etkilidir.
  • Düşük benlik saygısı, bağımlı kişilik yapısı, öz eleştirel olma gibi kişilik problemleri de risk faktörüdür.
  • Fiziksel, cinsel ve duygusal istismar, ölüm ya da kayıp süreçleri, travmatik yaşantılar, stresli durumlar, iş ya da finansal kayıplar depresyon sebebi olabilmektedir.
  • Alkol-madde kullanımı, bipolar, aksiyete gibi diğer psikiyatrik hastalıkların varlığı da depresyon için risk faktörü olabilmektedir.

Depresyon Belirtileri,

Depresyon bireyin hayatında bir kez görülebileceği gibi aynı bireyde birden fazla tekrarlanabilir. Belirtiler kişiden kişiye göre değişmekle beraber en yaygın olarak aşağıdaki gibidir:

  • Üzüntü ve mutsuzluk hali ile birlikte sürekli ağlama isteği
  • Geleceğe karşı karamsar bir bakış açısı
  • Değersizlik, suçluluk duygusu ve sürekli öz eleştiri
  • Düşünme, konsantre olma ve karar verme gibi bilişsel süreçlerde zorlanma
  • Öfke patlamaları, sinirlilik ve küçük olaylara bile hassasiyet
  • Daha önce yapılan aktivitelere karşı ilgi kaybı ve zevk alamama
  • İştahta azalma ya da artma
  • Uykuda azalma ya da artma
  • Sebepsiz fiziksel ağrılar
  • Yorgunluk ve enerji eksikliği

Depresyon Tanısı Nasıl Konulur?

Bazı vakalarda depresyon hormon dengesizlikleri ya da başka bir hastalık nedenli olabildiği için süreç fiziki muayene ile başlar. Bir sonraki aşamada ise psikiyatrik süreç ile devam edilir. Psikiyatrist sürecin duygusal, bilişsel ve davranışsal nedenlerini tespit edecek klinik bir görüşme gerçekleştirir. Çoğunlukla teşhisi hızlandıracak bir anket de uygulanır.

Depresyon Tedavisi

Depresyon tedavisinde iki basamak söz konusudur. Bunlar ilaç tedavisi ve psikoterapidir. İlk olarak bireyin semptomlarının giderilmesi için ilaç tedavisi gereklidir. İlaçlar mutlaka doktor tarafından verilmeli ve doz kontrolü doktor tarafından yapılmalıdır. İlaçların olası yan etkilerine dair gerekli bilgiler doktor ve eczacı tarafından alınmalı ve şiddetli yan etkilerde yardım alınmalıdır. Antidepresan olarak bilinen depresyon ilaçları etkisini genellikle 2-3 hafta içinde göstermektedir. Bu nedenle bu süre içerisinde ilaçların yan etkileri esas etkisinden daha baskın olacağı için ilaçlar kesinlikle bırakılmamalıdır.

İlaç tedavisi yanında birey düzenli olarak psikolog ya da psikiyatrist tarafından gerçekleştirilen psikoterapi seanslarına devam etmelidir. Psikoterapi sayesinde hem depresyona sebep olan duygusal ve bilişsel süreçler iyileştirilebilir hem de depresyon sonucu olarak ortaya çıkan semptomlar da rahatlama sağlanabilir. Bilişsel Davranışçı Terapi depresyonda en sık kullanılan terapi türüdür. 

Depresyon Nasıl Önlenir?

Depresyonu önlemenin kesin bir yöntemi olmamakla beraber özellikle stresle başa çıkma ve benlik saygısını güçlendirme çalışmaları depresyonun risk faktörlerini ortadan kaldırmak için önemli bir yere sahiptir. Özellikle psikoeğitim programları ile depresyonun erken belirtilerini öğrenmek, depresif duygu durumu ile nasıl başa çıkılabileceğini görmek oldukça etkilidir.

Belirtilerin erken tespiti tedavinin çok geç kalınmadan gerçekleştirilmesini olanaklı kılar.

Depresyonla Başa Çıkmak İçin Öneriler

  • Bedensel hareketin artması depresyon semptomlarının azalması için önemli bir yere sahiptir. Bu nedenle düzenli egzersiz yapmayı ihmal etmeyin.
  • Düzenli ve sağlıklı beslenme semptomların düzenlenmesine yardımcı olmaktadır.
  • Duygularınızı ve ihtiyaçlarınızı önemseyin ve bunlar hakkında konuşmaktan çekinmeyin.
  • Sevdiklerinizle vakit geçirin.
  • Kendinizi hatalarınızla beraber kabul edin ve suçlamayın.
  • Olumlu yönlerinize odaklanın ve bunları ön plana çıkaracak aktiviteler yapın.
  • Gün ışığından yararlanın. Evde oturmak yerine kısa bir yürüyüş ya da park ve sahilde vakit geçirmek çok daha fazla işe yarayacaktır.
  • Gazete ve kitap gibi konsantrasyonu güçlendirecek aktivitelere daha çok yer verin